Gebelikte 34. Hafta

Gebelikte 34. Hafta

Gebelikte 34. hafta, bebek yaklaşık 43-44 cm uzunluğa ve 1950-2100 gram ağırlığa ulaşmış durumda. Gebeliğin bu haftalarında bebek hızlı bir kilo alma dönemine giriyor. Üçüncü trimesterin başından itibaren haftalık ortalama 100-150 gram alan bebek, gebelikte 34. hafta itibariyle haftalık 200-250 gram alacak. Aslında bebeğin sertleşen kemikleri, daha fazla kilo almaya başlamasının en önemli nedenlerinden biri.

Bebeğin beyin gelişimi ise devam ediyor. Hatta bu gelişim, doğumla birlikte sona ermeyecek ve doğumdan sonraki ilk bir yıl içinde, bebeğin beyin büyüklüğü üç katına çıkacak. Ayrıca bebeğin oldukça gelişen bağışıklık sistemi de basit mikroplara karşı onu koruyabilecek seviyeye ulaştı.

Gebelikte 34. hafta bebeğin göz rengi, bebek mavisi olarak adlandırılan bir renge sahiptir. Fakat bu renk, her bebekte aynı olup, bebeğin doğumdan sonraki göz renginden bağımsızdır. Gözlerdeki pigmentasyon süreci henüz tamamlanmadığından, doğumdan sonra da bebeğin gözleri kısa bir süre bebek mavisi görünmeye devam edecek. Ancak birkaç hafta sonra bebeğin gözleri artık kendi rengine kavuşacak.

Anne adaylarının doğumla ilgili kaygıları neler?

Gebeliğin başından beri beklenen doğum zamanı artık yaklaştı. Gebelikte sona yaklaşılmasıyla birlikte anne adaylarının heyecanı kadar endişesi de giderek artıyor. Peki anne adayları doğumla ilgili hangi konularda endişe duyuyor?

  • Hastaneye yetişememe korkusu:

    Anne adayının, hastaneye ulaşma konusunda bir asıl bir de yedek planı bulunmalıdır. Asıl plan, anne adayının sancısı başladığında ya da suyu geldiğinde eşi tarafından en kısa sürede hastaneye yetiştirilmesidir. Ancak eşin bir aksilik nedeniyle o gün olması gereken zamanda anne adayının yanında olamama ihtimali düşünülerek bir yedek plan daha oluşturulmalıdır. Bu durumda, başka bir yakının anne adayını en hızlı şekilde hastaneye ulaştırması gerekir. Anne adayları, genellikle evde ya da yolda doğumun başlamasından korkarlar ancak planlı hareket edilmesi durumunda bu çok düşük bir ihtimaldir.

  • Doğum sırasında yaşanacak olan acı:

    Doğumda yaşanacak olan acı, özellikle de ilk doğumlarda anne adayları için bir bilinmez olduğundan endişe yaratması oldukça normal bir durumdur. Kimi anne adayı, lokal anestezi kullanılarak ağrıların en aza indirildiği ve doğumun normal yollarla gerçekleştiği epidural doğumu tercih ederken, kimi anne adayı ise tıbbın kendisine sunduğu ağrı kesici bazı yöntemleri reddederek bu doğal anı yaşamak ister. Bu tercih, kişinin acı eşiğine göre değişiklik gösterebilir ancak asıl yapılması gereken, ne olursa olsun bebeğin kucağa alınacağı o anı düşünmek ve içinde bulunulan sancılı sürecin endişe yaratmasının önüne geçmektir.

  • Doğumda yaşanabilecek diğer sıkıntılar:

    Doğum sırasında acı dışında yaşanabilecek başka sıkıntılar da bulunabilir. Bunların en başında, anne adayına epizyotemi uygulanması gelir. Epizyotemi, doğumun gerçekleşmesi için yeterli vajinal açıklığın olmadığı durumlarda uygulanan, anüs ve vajina arasına doğumdan önce yapılan bir kesiktir. Bu yırtıklar bazen belirsiz olabileceği gibi bazen de dikiş atılmasını gerektirebilir. Ancak kimi gebe kadınlarda bu alan doğum sırasında kendiliğinden de yırtılabilir. Bu durumda epizyotemi uygulamaya gerek kalmaz. Doğumda yaşanabilecek bir diğer durum ise, anne adayının ıkınma sırasında dışkılamasıdır. Anne adayları, bebeğin doğmasını beklerken yaşadığı heyecanla böyle bir durumun varlığını unuturlar ya da böyle bir durum gerçekleşse bile fark etmezler ancak doğum öncesinde konuyla ilgili endişe duyabilirler. Dışkılamanın, doğum anında gayet normal bir durum olduğu, doğumda bulunan tıp görevlilerinin böyle bir duruma karşı hazırlıklı olduğu ve utanılacak bir durum olmadığı anne adayı tarafından unutulmamalıdır.

  • Sezaryen doğum gerekliliği:

    Her beş anne adayından biri doğum aşamasında sezaryen doğum yapmak zorunda kalır. Bu sebeple anne adaylarının bu endişesi aslında anormal değildir. Kendini normal doğuma hazırlamış olan anne adayı için sezaryen doğum yapmak zorunda kalmak hayal kırıklığı ve endişe yaratabilir. Bu korkuları aşmanın en güvenilir yolu, sezaryen doğum yapmış anne adaylarının yaşadığı tecrübeleri öğrenmektir. Ancak yine de doğum hangi şekilde gerçekleşirse gerçekleşsin, sonunda bebeğini kucağına almak, anne adayına yaşadığı bütün sıkıntıları unutturacaktır.

Bunlarda ilginizi çekebilir!

olumluiletisim

Olumlu İletişim Çocuğunuzun Gelişimini Destekler

Çocuğunuzla olumlu bir iletişim kurmak, onun sağlıklı bir şekilde büyümesine ve gelişmesine yardımcı olur. Olumlu bir iletişim ortamı, çocuğun kendini ifade etmesini, özgüvenini geliştirmesini ve duygusal olarak desteklenmesini sağlar.

cocuklarda ofke

Çocuklarda Öfke Duygusuyla Nasıl Başa Çıkılabilir?

Çocuklarda öfke duygusu, duygusal gelişimin bir parçası olarak kabul edilir. Ancak çocukların bu duyguyla başa çıkma becerisi kazanmalarını sağlamak ve bu duyguyu sağlıklı bir şekilde ifade etmelerini desteklemek önemlidir.

cocuklarda korku

Korku, Çocuğunuzun Yaşam Kalitesini Etkileyebilir

Çocuklar korkuyu günlük yaşantılarının olağan bir parçası haline getirebilir ancak bazı durumlarda bu korkular çocukların yaşam kalitesini ve gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebilir. Çocukların korkularını anlamak ve onlara destek olmak ise biz ebeveynlere düşer.