Sezaryen Doğum Nedir?

sezaryen-dogum
Sezaryen Doğum Nedir?

Doğum, her anne adayı için bilinmezliklerle doludur. Özellikle de bazı gebeliklerde bebeğin hangi yöntemle dünyaya geleceği konusunun netleşmemesi, anne adayları için oldukça endişe vericidir. Temelde iki tür doğum yöntemi vardır: normal doğum ve sezaryen doğum. Bu yazımızda bebeğin, anne adayının karın duvarının ve rahminin kesilerek ameliyat yolu ile alındığı sezaryen doğum yöntemi ile ilgili merak edilen her şeyi anne adayları için ele aldık. Sezaryen doğum nedir, hangi durumlarda kaçınılmaz olur, nasıl gerçekleşir, dezavantajları nelerdir? Bunlar ve merak edilen daha birçok sorunun cevabını yazımızda bulabilirsiniz.

Sezaryen doğum hangi durumlarda kaçınılmaz olur?

Bebeğin pozisyonu, eğer gebeliğin son haftalarında hala normal doğuma uygun olarak baş aşağı olacak şekilde değilse, ağırlığı normal doğum açısından sorun yaratacak gibiyse veya anne adayının vücut yapısı normal doğuma uygun değilse, bu durumda sezaryen doğumun gerçekleşme olasılığı çok yüksektir.

Sezaryen doğum nasıl gerçekleşir?

Sezaryen doğum sırasında gerçekleşecek anestezi, tercihe göre iki şekilde gerçekleşebilir. Genel anestezi durumunda, damar yoluyla verilecek anestezi sayesinde anne adayı tamamen uyutulur ve gerekirse idrar sondası takılır. Bu yöntemle gerçekleştirilen doğumda, anne bebeğini 1-2 saat geç görür ve bu durumda daha geç emzirme gerçekleştirir. Epidural anestezi (kısmi anestezi) durumunda ise, anne adayının belden aşağısı uyuşturulur ve muhakkak idrar sondası takılır. Bu yöntemle gerçekleşen doğumda, anne bebeğin doğum anını kaçırmaz ve çok geçmeden emzirebilir. Hangi yöntem olursa olsun, anestezinin gerçekleşmesinin ardından, anne adayının karın bölgesi açılarak karın duvarı ile rahmi kesilir ve bebek buradan dışarı çıkarılır.

Sezaryen doğum sonrası dikkat edilmesi gerekenler

  • Hastanede kalındığı süre boyunca anne kısa yürüyüşler yapmalıdır.
  • Taburcu olup eve çıktıktan sonra dikişlerinin açılmaması için anne kesinlikle ağır yükler kaldırmamalıdır.
  • Anne, dikişlerinin bakım ve pansumanını düzenli olarak yapmaya özen göstermelidir.
  • Anne, öksürme veya hapşırma gibi ani durumlarda eliyle karnına destek yapmalıdır.

Sezaryen doğumda dezavantajlar nelerdir?

  • İşlem sonrası iyileşme ve annenin günlük yaşamına dönmesi daha uzun zaman alır.
  • Bebek ve anne etkileşimi, normal doğuma kıyasla daha geç olur.
  • Sezaryen doğum sonrası ağrı, normal doğuma kıyasla daha fazla olur.
  • Nadir de olsa enfeksiyon, kanama ve rahme yakın bulunan organlarda yaralanma durumları yaşanabilir.
  • Bebeğin doğum sonrası solunum sıkıntısı yaşama riski normal doğuma göre daha fazladır.
  • Sezaryen doğum yapan anne sonraki bebeklerini normal doğum ile dünyaya getirme şansını büyük oranda kaybeder.

Anne adayı sezaryen doğumda, operasyon öncesi aldığı narkoz sebebiyle ağrı ya da acı hissetmez. Bu durum, sezaryen doğumun bir avantajı olarak değil sadece anne adayına sağladığı bir kolaylık olarak değerlendirilmelidir. Bazı durumlarda normal doğum anne ve bebek açısından mümkün olamaz ve bu gibi durumlarda sezaryen doğum gerçekleşmesi gerekir. Ancak ortada risk yaratacak herhangi bir sorunun olmadığı durumlarda, normal doğumun anne ve bebek açısından en sağlıklı doğum yöntemi olduğu tüm dünyada kabul edilmiş bir gerçektir.

Bunlarda ilginizi çekebilir!

olumluiletisim

Olumlu İletişim Çocuğunuzun Gelişimini Destekler

Çocuğunuzla olumlu bir iletişim kurmak, onun sağlıklı bir şekilde büyümesine ve gelişmesine yardımcı olur. Olumlu bir iletişim ortamı, çocuğun kendini ifade etmesini, özgüvenini geliştirmesini ve duygusal olarak desteklenmesini sağlar.

cocuklarda ofke

Çocuklarda Öfke Duygusuyla Nasıl Başa Çıkılabilir?

Çocuklarda öfke duygusu, duygusal gelişimin bir parçası olarak kabul edilir. Ancak çocukların bu duyguyla başa çıkma becerisi kazanmalarını sağlamak ve bu duyguyu sağlıklı bir şekilde ifade etmelerini desteklemek önemlidir.

cocuklarda korku

Korku, Çocuğunuzun Yaşam Kalitesini Etkileyebilir

Çocuklar korkuyu günlük yaşantılarının olağan bir parçası haline getirebilir ancak bazı durumlarda bu korkular çocukların yaşam kalitesini ve gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebilir. Çocukların korkularını anlamak ve onlara destek olmak ise biz ebeveynlere düşer.