Yeni Doğum Yapmış Bir Anneye Sorulmaması Gereken 5 Soru

sorulmayacak sorular
Yeni Doğum Yapmış Bir Anneye Sorulmaması Gereken 5 Soru

Annelik belli kalıplara sığdırılmaya çalışılsa da, aslında her insan gibi her annenin de farklı olabileceğini kabullenmek gerekiyor. Anne olan kişiyi, bebeğini büyütürken hangi şartlar altında bulunduğuna veya hangi zorluklarla mücadele ettiğine bakılmaksızın yargılamak, ona psikolojik baskı altında olduğunu hissettirmekten başka bir işe yaramıyor aslında. Biz de yeni doğum yapan annelerin en sık karşılaştığı ve aslında içinde yargılama niyeti barındıran soruları sizin için ele aldık. İşte yeni doğum yapan annelerin duymaktan hoşlanmadığı 5 soru…

“Sezaryen mi normal mi?”

Anneliği, doğum şekline göre tartmaya meraklı kişilerin sorduğu bir sorudur. Eğer anne normal doğum yapmışsa sorun yoktur. Ancak anne, kendi veya bebeğinin sağlık sorunları sebebiyle zorunlu olarak sezaryen doğum gerçekleştirmek zorunda kalmışsa, bu soru sadece annenin kendini tekrar tekrar kötü hissetmesine sebep olur. Normal doğum gerçekleştirmeyi planlayan bir anne için, son anda sezaryen doğum gerçekleştirmek zaten onun açısından moral bozucu bir konu olduğundan, cevabın sezaryen olabileceği ve annenin de bu cevabı vermekten rahatsızlık duyabileceği düşünülerek bu sorunun anneye sorulmaması daha uygundur.

“Hamilelikte kaç kilo aldın?”

Yeni doğum yapan annelere en çok sorulan sorulardan biri de kiloyla ilgili olandır. Anneye, hamilelik sırasında kaç kilo aldığı ve doğumdan sonra ne kadarını verebildiği ile ilgili sorular çok sık sorulur. Zaten veremediği fazla kiloları kendine dert eden anneler için bu sorular daha da can sıkıcıdır.

“Bebek kaç kilo doğdu?”

Bebeğin ne kadar sağlıklı olduğu konusunda, doğum kilosu üzerinden fikir yürütmeye çalışanların anneye en sık sorduğu soruların başında bu soru gelir. Oysa ki, bebeklerin doğum kiloları genelde birbirine yakın olsa da, her bebek aynı kiloda doğmaz. Bebeğin doğum kilosunu etkileyen birçok faktör bulunur. Ayrıca kilolu doğan her bebek sağlıklı veya düşük kilolu doğan her bebek ise sağlıksız diye bir durum da yoktur. Kilo, tek başına sağlık göstergesi değildir. Bu sebeple hele de düşük kiloyla doğan bebeklerin annelerine bu soruyu sormak, onu üzmekten başka bir işe yaramaz.

“Emiyor mu?”

Eğer bu soruya annenin verdiği cevap evet ise, bu sefer de sütünün yağlı olup olmadığı sorulur. Yağlı olmayan sütün faydalı olmadığı ve çocuğu doyurmadığı şeklindeki bilgiler anneyle paylaşılır. Hele de bu soruya bebeğin emmediği yönünde bir cevap verilirse, işte o zaman annenin anneliği yargılanmaya başlanır. Kimse annenin neler yaşadığını, neden emziremediğini umursamaz. Oysa ki bebeğini emzirmeyi en çok da anne ister. Zaten bir yandan doktoruna danışıp çözüm bulmaya çalışırken, bir yandan da bebeğini emziremediği için kendini suçlu hisseden bir anne için bu soru en can yakıcı soruların başında gelir.

“Bu çocuk aç mı?”

Annede büyük bir üzüntü ve stres yaratan bir sorudur. Bir anneye bebeğini doyuramadığını söylemek, onu en çok üzen konulardan biridir. Çocuğun aç olduğunu belirtmek, sütünün yetmediğini ima etmek, sütünün bebeğe yaramadığını hissettirmek annenin moralini çok bozar ve kendini bebeği için yetersiz görmesine sebep olur. Morali bozulan bir annenin sütü de zaten azalır. Eğer anneye bu konuda gerçekten yardımcı olunmak isteniyorsa, onu yargılamadan ve strese girmesine sebep olmadan yardımcı olunması gerekir. İmalı sorular sorarak moralini bozmak yerine, moralini yüksek tutarak sütünün artmasını sağlamak daha çözüm odaklı bir yaklaşım olabilir.

Bunlarda ilginizi çekebilir!

olumluiletisim

Olumlu İletişim Çocuğunuzun Gelişimini Destekler

Çocuğunuzla olumlu bir iletişim kurmak, onun sağlıklı bir şekilde büyümesine ve gelişmesine yardımcı olur. Olumlu bir iletişim ortamı, çocuğun kendini ifade etmesini, özgüvenini geliştirmesini ve duygusal olarak desteklenmesini sağlar.

cocuklarda ofke

Çocuklarda Öfke Duygusuyla Nasıl Başa Çıkılabilir?

Çocuklarda öfke duygusu, duygusal gelişimin bir parçası olarak kabul edilir. Ancak çocukların bu duyguyla başa çıkma becerisi kazanmalarını sağlamak ve bu duyguyu sağlıklı bir şekilde ifade etmelerini desteklemek önemlidir.

cocuklarda korku

Korku, Çocuğunuzun Yaşam Kalitesini Etkileyebilir

Çocuklar korkuyu günlük yaşantılarının olağan bir parçası haline getirebilir ancak bazı durumlarda bu korkular çocukların yaşam kalitesini ve gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebilir. Çocukların korkularını anlamak ve onlara destek olmak ise biz ebeveynlere düşer.